top of page

Franchise Sözleşmelerinde Denkleştirme Tazminatı

  • Yazarın fotoğrafı: Oguz Kara
    Oguz Kara
  • 23 saat önce
  • 2 dakikada okunur

 

1.         Giriş

 

Franchise sözleşmeleri, modern ticaretin en yaygın kullanılan sözleşme türlerinden biridir. Bu sözleşmeler, bir tarafın (franchise veren) marka, sistem ve know-how’ını diğer tarafa (franchise alan) kullandırması karşılığında düzenli bir bedel ve yükümlülükler doğurur. Franchise sisteminin en önemli işlevlerinden biri, marka değeri ve müşteri portföyü yaratılmasıdır. Ancak sözleşmenin sona ermesi halinde, franchise alanın yarattığı müşteri çevresinin franchise verene intikal etmesi, taraflar arasında denkleştirme tazminatı (portföy tazminatı) tartışmalarını gündeme getirmektedir.

 

2.         Denkleştirme Tazminatının Hukuki Dayanağı

 

Denkleştirme tazminatı, doğrudan franchise sözleşmesinde düzenlenmemiş olsa da, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") madde 122’de acenteler için öngörülmüş düzenlemeden hareketle kıyasen franchise sözleşmelerine de uygulanabilmektedir. Kanun koyucu, acentenin sözleşme sona erdikten sonra yarattığı müşteri çevresinden müvekkilin yararlanmaya devam etmesi halinde bir tazminat ödenmesini öngörmektedir. Bu yaklaşım, sürekli borç ilişkisi doğuran franchise, tek satıcılık, dağıtım gibi sözleşmelere de yargı içtihatları ve doktrin yoluyla yansıtılmıştır.

 

3.         Denkleştirme Tazminatının Amacı

 

Denkleştirme tazminatı, klasik anlamda bir zarar tazmini olmayıp, taraflar arasında ekonomik dengenin sağlanmasına hizmet eden bir kurumdur. Franchise alanın yoğun emeği, yatırım ve pazarlama faaliyetleri ile geliştirdiği müşteri kitlesinin sözleşme bitiminde franchise verene kazandırılması, hakkaniyet gereği belirli bir karşılık ödenmesini gerekli kılmaktadır. Böylece:

 

  • Zayıf tarafın korunması,

  • Doğru ve dürüst rekabet ortamının sağlanması,

  • Franchise verenin tek taraflı zenginleşmesinin önlenmesi,


amaçlanmaktadır.

 

4.         Hukuki Niteliği

 

Doktrinde ağırlıklı görüş, denkleştirme talebinin bir tazminat değil, “karşılık” (kompansasyon) niteliğinde olduğu yönündedir. Zira bu talep, franchise verenin kusuruna veya sözleşmeyi haksız sona erdirmesine bağlı değildir. Önemli olan, franchise alanın yarattığı müşteri portföyünden sözleşme sona erdikten sonra da franchise verenin fayda sağlamaya devam etmesidir. Bu nedenle denkleştirme, sözleşmenin sona ermesine bağlı bir edim yükümlülüğü olarak değerlendirilmektedir.

 

5.         Şartları

 

Franchise sözleşmelerinde denkleştirme tazminatına hak kazanılabilmesi için şu şartların gerçekleşmesi aranmaktadır:

 

  • Franchise alan, yeni müşteri kazandırmalı veya mevcut müşteri hacmini önemli ölçüde artırmalıdır.

  • Franchise veren, sözleşmenin sona ermesinden sonra bu müşteri portföyünden yararlanmaya devam etmelidir.

  • Franchise alan, sözleşme devam etseydi elde edeceği kazançtan mahrum kalmış olmalıdır.

  • Talebin ödenmesi hakkaniyete uygun olmalıdır.

 

6.         Hesaplama Usulü

 

Hesaplama yapılırken:


  • Franchise alanın kaybettiği potansiyel kazanç,

  • Franchise verenin müşteri portföyünden elde etmeye devam ettiği menfaat,

  • Marka değeri ve müşteri sadakati,

  • Sözleşmenin süresi ve coğrafi kapsamı dikkate alınır.


TTK madde 122’de öngörülen bir yıllık süre içinde talep ileri sürülmezse hak düşecektir.

 

7.         Karşılaştırmalı Hukuk Perspektifi

 

Avrupa Birliği’nin 86/653 sayılı Yönergesi, acenteler için denkleştirme tazminatını zorunlu kılmıştır. Alman ve İsviçre hukukunda da benzer düzenlemeler mevcuttur. Bu düzenlemeler, franchise sözleşmelerine de kıyasen uygulanmaktadır. Türk hukukunda da Yargıtay, farklı dağıtım sözleşmelerinde bu talebi kabul etmiştir.

 

8.         Sonuç

 

Franchise sözleşmelerinde denkleştirme tazminatı, yalnızca tarafların menfaat dengesini değil, aynı zamanda dürüst ve sürdürülebilir ticari ilişkilerin korunmasını da amaçlamaktadır. TTK madde 122’den hareketle kıyasen uygulanabilen bu kurum, franchise alanın emeğinin ve müşteri yaratma katkısının karşılıksız kalmamasını sağlayacaktır. Özellikle markanın değerini artıran franchise alanların korunması, sistemin güvenilirliği açısından önemlidir.

 

Av. Oğuz Kara

 

 
 
 
bottom of page