Portföy Tazminatında Emsal Karar: LG – Digicom Davası
- Oguz Kara
- 4 gün önce
- 3 dakikada okunur
Türk Ticaret Kanunu madde 122'de düzenlenen “portföy tazminatı” kavramı, uzun yıllar sadece klasik acente sözleşmeleri çerçevesinde değerlendirilmiş; distribütörlük, franchise veya sair sürekli satış ilişkilerinde bu tazminat türünün uygulanabilirliği tartışma konusu olmuştur. Ancak özellikle son 20 yılda gelişen içtihatlar, “acente benzeri ilişkilerde” portföy tazminatına gidilebileceğini göstermektedir.
İşte bu noktada, LG Electronics ve Digicom arasında görülen ve Türk hukuk literatürüne adeta “portföy tazminatının miladı” olarak geçen bir dava, çarpıcı içeriğiyle dikkat çekmektedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2012/8736 E., 2012/15989 K. sayılı kararı, sadece karar miktarıyla değil, distribütörlük ilişkilerinin acente hukukuyla kıyaslanabilirliğine dair sunduğu derinlikle de önem arz etmektedir.
1. LG – Digicom Arasındaki Uyuşmazlığın Arka Planı
2002 yılında LG markalı ürünlerin Türkiye’deki tek yetkili distribütörü olarak görevlendirilen Digicom Elektronics, bu münhasır sözleşme kapsamında LG ürünlerinin Türkiye genelinde pazarlanması, satışı ve satış sonrası teknik destek hizmetlerini yürütmekteyken, bir ihtarname ile LG, söz konusu distribütörlük sözleşmesinin sona ereceğini bildirmiştir. Digicom’a göre bu fesih, haksız ve ani bir şekilde gerçekleştirilmiş; yıllar içinde oluşturulan müşteri portföyü ile marka değeri doğrudan LG tarafından kullanılmaya devam edilmiştir. Digicom, yalnızca pasif bir dağıtıcı gibi davranmadığı; tam tersine LG’nin Türkiye pazarındaki büyümesinde aktif rol oynadığı, pazarlama yatırımları yaptığı, bayi ağı kurduğu ve müşteri sadakatini sağlayacak kampanya ve stratejilere katkıda bulunduğunu ifade etmiştir.
LG tarafı ise, Digicom’un sözleşme yükümlülüklerini eksik ifa ettiğini, garanti ve satış sonrası hizmetlerde aksaklıklar olduğunu ve kamuoyuna verilen ilanların markaya zarar verdiğini iddia ederek, haklı fesih gerçekleştirdiğini savunmuştur.
Bu gelişmelerin ardından Digicom, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 2008/283 E. sayılı dosya üzerinden dava açmıştır. Dava dilekçesinde; maddi zarar, yoksun kalınan kâr, portföy tazminatı ve manevi tazminat talepleri yöneltilmiş; özellikle müşteri portföyünün LG tarafından kullanılıyor olması, TTK m. 122’deki denkleştirme tazminatına kıyasen taleplerde bulunmuştur.
2. Mahkeme Kararı: 170 Milyon TL’lik Tazminat
Dava sürecinde alınan bilirkişi raporları, Digicom’un pazarda LG markası için ciddi bir müşteri tabanı oluşturduğunu ve bu tabanın fesih sonrası LG lehine kullanılmaya devam edildiğini ortaya koymuştur. Mahkeme bu değerlendirmeyle davayı büyük ölçüde kabul etmiş ve toplamda 170.842.999,10 TL tazminata hükmetmiştir. Bu tutarın yaklaşık 70 milyon TL’si, portföy tazminatı başlığı altında değerlendirilmiştir.
Bu miktar, yalnızca rakamsal büyüklüğüyle değil, portföy tazminatının distribütörlük ilişkilerine uygulanabilirliği bakımından Türk hukuku açısından dönüm noktası niteliğindedir. İlk kez bir mahkeme, acente olmayan ancak acente gibi müşteri kazandıran bir ticari aktöre bu denli yüksek bir portföy tazminatı hesaplamış ve içtihadın sınırlarını genişletmiştir. Bu açıdan karar, ticari emeğin, yatırımın ve oluşturulan müşteri portföyünün korunması bakımından “milat” olarak kabul edilmektedir. Özellikle çok uluslu şirketlerle çalışan Türk distribütörler bakımından, sözleşme fesihlerinde doğabilecek hak ve taleplerin çerçevesi bu kararla birlikte daha belirgin hale gelmiştir.
3. Yargıtay’ın Değerlendirmesi: Usulden Bozma, Esasa Dokunmama
Dava kararı, LG tarafından temyiz edilmiştir. Dosyayı inceleyen Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, esas itibarıyla portföy tazminatına hükmedilmesini uygun bulmuş, ancak aynı taraflar arasında İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam eden ve sonuçları bu davayı etkileyebilecek başka bir dosyanın kesinleşmesinin beklenmemesini usule aykırı bulmuştur. Bu nedenle kararı esastan değil, usulden bozmuştur. Bu durum, portföy tazminatının uygulanabilirliği yönünde Yargıtay’ın dolaylı da olsa olumlu tutumuna işaret etmektedir.
Bu karar, özellikle distribütörlük sözleşmesi kapsamında çalışan şirketlerin TTK madde 122’ye kıyasen başvurarak portföy tazminatı talep edebileceğini göstermesi açısından son derece önemlidir. Her ne kadar kanun maddesi doğrudan acentelik ilişkilerini düzenlese de, müşteri kazandıran, pazarı geliştiren ve sadakat yükümlülüğüyle hareket eden tarafların da bu korumadan faydalanabileceği kabul edilmiştir. LG – Digicom davasında bu yaklaşım, yüksek tazminat rakamlarıyla birlikte somutlaşmıştır.
4. OKAB Yorumu: Ticari Emeğin Hukuki Korunması Mümkün
Ticari sözleşmelerin sona ermesi, yıllarca emek verilerek oluşturulmuş müşteri çevresini ortadan kaldırmayacaktır. Eğer bu portföy, sözleşmenin sona ermesinden sonra da sağlayıcı veya üretici tarafından kullanılmaya devam ediliyorsa, bu durumda ticari emeğin karşılığı olarak portföy tazminatı talep edilebilecektir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin bu kararı, ticari ilişkinin şekline değil, içeriğine ve ortaya çıkan faydaya odaklanan bir hukuk yaklaşımının ürünüdür. Bu içtihat, distribütörlere sözleşme feshinin sonuçlarını yalnızca zararla değil, aynı zamanda haklı bir tazminat talebiyle de yönetebileceklerini göstermektedir.
Av. Oğuz Kara
Karar Bilgisi: Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2012/8736 E., 2012/15989 K. – 06.11.2012




Yorumlar